24 Şubat 2011 Perşembe

Aşkın anahtarı, cesaret.

Hiçbir duygu'mu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.
Aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın, bir el uzatmalısın aşka doğru..
Aşkın anahtarı cesaret değil mi ? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak, büyütmek için?
Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün. Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni. Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Paylaştığımız her an beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı.
Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsek, bir sonraki saati iki saatlik yaşardık. Peki biz ne yaptık? Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken, her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken, sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık.
Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun, en koyu sevdanın sözcüğüyüm. Onlar adına konuşuyorum. Gözlerinin içine bakıp "Seni Seviyorum" demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum.
Kokunu içime çekmek, teninin sıcaklığıyla irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak, mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum. Seni istiyorum ! Canıma bir can daha katmak için, ruhumun yalnızlığına, yüreğimin acısına son vermek için, saf  bir sevda için..
Seni İstiyorum, Yarın, Öbür Gün, Öbür Hafta, Öbür Ay, Öbür Yıl değil.. Şimdi !

10 Şubat 2011 Perşembe

Ben seni sevdim mi? Sevdim evet. Kime ne bundan?

Ben seni sevdim mi? Sevdim, evet.
Hayalini kurmayı sevdim.
Şarkıları seni düşünerek söylemeyi sevdim.
Şiirlerle adını süslemeyi sevdim, inkar etmiyorum.
Bir düş gibi geleceğin günü bekledim,
Anlasana seni özlemeyi , seni düşlemeyi, sensizliği yaşamayı, sensiz  zamanlarda seninle olmayı,
Ve seni beklemeyi sevdim ben.
Ben seni sevdim mi? Sevdim evet. Kime ne bundan?
İmkansız bi düş olsada gelişin,
Yinede beklemeyi sevdim.
Adını ezberimde tutar gibi diri tuttum, hiç olmadığın hayatımda..
Ben seni sevdim mi? Sevdim.
Hiç istemedim adını unutmayı..
Sesini hep sıcak tutmaya çalıştım minicik yüreğimde.
Yüzünü, gülüşünü, bakışını bir resim gibi saklı tuttum gözlerimde.
Çok kez ağladım uykusuz gecelerde seni kaybetmek korkusuyla..
Seni sevmeyi sevdim,
İmkansızlığı, korkuyu, kaybetmeyi. Ve beklemeyi sevdim..
Bir lunapark sevincindeki çocuk gibi bekledim seni.
Bir elimde elma şekeri, öbür elimde kırmızı uçan balonla.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Üzülme boncuk gözlüm.

Bir gün sana aşık olacağımı, seni ilk gördüğümde anlamıştım. O bakışların ardındaki seni görmek, hiçte zor olamadı. Sevdim seni, çok sevdim..Yok oluşumuzun nedeni olarak, beni görüyorsun biliyorum. Ben değilim güzel gözlüm. Nedeni bizi tanıştıran, bir birimize aşık eden kader. Hiç kimseye kızma, hiç hata bulma.

Bir çok insanın rastlayamayacağı, isteyip de başaramayacağı kadar çok sevdik birbirimizi. Giderken söylemek istediklerim vardı. Tıpkı ellerini tutmak boynuna sarılmak istediğim gibi.. Son sözlerimde yüreğimin derinlerinde kaldı gitti. Ama bana öyle bir şans verilseydi sana şunları söylemek isterdim, " Sen benim gözümde, aşkımı sevgimi hak edecek kadar yücesin. Bu kalp seni sevmeyi hak ediyor sen de bu kalpte olmayı. Hiç üzülme tamam mı boncuk gözlüm, bebeğin bu kalbi hep senin için taşıyacak. Gittiğin yerlerde mutlu ol. "
Ben istedim gitmeni.
Umutlarını yok etme sakın. Bensizliğe alışacaksın bir gün. Başkalarını mutsuz etmek sevgimize yakışmaz değil mi ?
Üzülmek nafile bu yürek bunu da kaldırır boncuğum....
Git demek çok zordu ama biliyorum gitmek daha da zordu.
Sevgimizin değerini bileceğiz. Onu hiç kaybetmeyeceğiz. İleride aşık da olacağız belki ama bu kadar uyum, bu kadar mutluluk, bu kadar şiddetli kavga edebileceğimiz gerçek bir eş ruh bulamayacağız güzel gözlüm.
Bebeğin büyümekte artık kimse bana bebeğim demiyor.
Kimse senin gibi konuşmuyor. Kimse bana çikolata almıyor.
Unutmak mümkün değil güzel gözlüm seni. Sende unutma.
Bu aşk unutulmayı hak etmeyecek kadar özel ve güzel..


Her zaman kalbimdesin, Seni çook seviyorum.

5 Şubat 2011 Cumartesi

Bilmezdim.

Bu sevdaya düşmeden önce, bilmezdim nasıl da bir başına kalınır o koskoca kalabalıklarda. Onca insanın ortasında olup da, onca yürekte yer bulup da, nasıl kimsesiz kalınır bilmezdim, gülerdim kahkahayla. Kulak arkası ettiğim sevgiler, ilgiler ve çiçeklerinden önce yapraklarını, dallarını göremediğim ağaçlar, ya da güneş, hep gün batımı denk geldiğim, bu derttendir belki de.

Yalnızlıkmış sensizlik, bilemedim...

Bilmezdim nasıl da kördüğüm olursun kimsesizliğinle, bu sevdaya düşmeden önce. Koşup koşup da koparmış gibi ipini, bilmezdim nasıl da varamazsın kendine, düşe kalka, yara bere dizlerin dirseklerin. Kan çanağı gözlerin, ağlayamazsın.  Her yeni günle beraber sızmak için pencerenden odana, bekliyorum geceyle gündüzün sessiz buluşmasını, gözkapaklarım hasret birbirine, bu derttendir belki de.

Yalnızlıkmış sensizlik, anlıyorum...

Bu sevdaya düşmeden önce, nasıl da yetmezmiş güç kırmaya zincirlerini bilmezdim, bundanmış kaçamayışım kendime. Ellerime, kollarıma yapışan bir şeyler var, ayak bileklerime kenetlenen eller, bir silkinişle geride bıraktığım kimseler var, bir de yüreğimde yer edenler. Bilmezdim sorumlu dünlerin sorunsuz bir yarın hediye edeceğini bana. Benim yarınlarım onların dünlerine benzemesin diye bekliyorum henüz, ışıyacağım elbet, alacakaranlık vaktidir şimdilik, bu derttendir belki de.

Sensizlik yalnızlıkmış, biliyorum...

Bilmezdim bir adımlık bakış kadar yakınken bana, nasıl da uzak kalırsın. Ah bu mesafe geçer sevdamı da. Ufacık kareler var hayatımdan alınma; kiminde bir kaçamak bakışın, gülümseyen yüzün ya da, şöyle uzaktan yürüyüp gidişin kimindeyse. Öyle büyütürüm ki gözümde, hep gözümde, bu derttendir belki de.

Sensizlikmiş yalnızlık, bilmezdim...

Gözlerimi bir kırpışımla yanaklarımı ıslatan sanma ki yağmurdur. Onda da bir parça sen var, bir parça düş ve gelecek bir parça. Anlayacağın, üç nokta (...). saçlarımdan tel tel süzülendir yağmur. Nasıl da ıslakmış yaşamak bilmezdim, bu sevdaya düşmeden önce.

Bu sevdaya düşmeden önce, bilmezdim.
Sensizlikmiş yalnızlık...

3 Şubat 2011 Perşembe

Özlüyorum şimdi.

Her şey başlayıp, bitiyor bu dünyada..
Sevmediğimiz şeylerin de bir sonu oluyor, sevdiğimiz şeylerinde de..
Olmasa iyi ya, oluyor işte.
Seni alıp götüren bir şarkı,
Beklemediğin bir anda bitiveriyor söz gelimi.
Sevmediğin kimseler kaybolup gidiyor bir gün kalabalıkların arasında..
Biraz geçmişe bakıyorum. Seninle 1,5 sene..
Sana hep küçük şeylerden söz açıp dururdum, sevincimi paylaşırdım , gülerdim , ağlardım.
Bi defterim var. Bunu sana hiç söylemedim, evet şimdi öğreniyorsun.
O defterin her sayfası sana ait, her yerinde sen varsın.
Kimi sayfalarına resimler çizmişim sana, bir kalp , 2 çöp adam <3 :)
Bir sayfada da pembe kelebek var.
Kelebekte ne ? deme sakın. Beni hatırladığında başının üzerinde en güzel gezintilerini yapacaktı ve sen beni düşünüp belki gülümseyecektin..
Kimi sayfalarda şarkı sözleri yazmışım senin için,
Kimi sayfalarda komik şeyler, kimi sayfada seninle konuştuklarımız..
Kimi sayfada ise, ilk " birtanem " değişin ve ilk " seni seviyorum " un..
Güzelmiş ya. Özlüyorum şimdi..

20 Ocak 2011 Perşembe

Susmayı öğreniyor yüreğim *

Yine ayrılık ve yine baş başayım kendimle , işte yine seni bulup kaybettiğim yerdeyim.
İnsanın bir şeylere karar vermesi ne kadar zor , ya seni içime gömmeli yada artık içimden söküp atmalıyım. Ama her ne olursa olsun susmalıyım.

Hangisi daha zor , hangisi daha acı ? Gerçekten gitmeli miydin , yoksa kalıp yanımda savaşmalı mı ? Bir yol arıyorum kendime , bulduğum tüm yollarsa sana çıkıyor..

Kapanmalı artık gözlerim.
Sonsuz bir karanlıkta tek başıma yürümeye devam etmeliyim. yürümeliyim ardıma bile bakmadan, yürümeliyim parçalayarak değerleri ve sevgileri yok ederek yaşadığım tüm zamanları..


Nasılda acımasız zaman. Nasıl da yüceltmiştim seni gözümde. Tutup kendi
ellerimle koymuştum en yükseğe, sonra keyifle izlemiştim yüceliğini.
Ama yine ben bitirmeliyim. Tutup kollarından indirmeliyim olduğun yerden. Ya da seni ölene kadar yaşatmalıyım içimde..
Ne kadar zor bir karar..


Bir yanım: “Bir daha kimse, hiç kimse onun kadar çok sevilmeyecek”, derken, bir yanım sakin, sessiz..

Zaman geçiyor, acım dinmiyor. Kapanmıyor yaralarım..
Tükenirken ben, aklımda bir tek sen... Görüyor musun, yine konuşuyorum ama sessizce. Susmayı öğreniyor yüreğim..

Ama ben kararımı verdim...
Seninle olduğum zamanları düşünmek bile bana mutlulukların en büyüğünü yaşatıyor..

Öyleyse , Hoşçakal Sevgilim.

16 Ocak 2011 Pazar

Herkesi kendim gibi sanmakla başlıyor , Yenilgilerim.

Bedene ne ağırmış düşünce yükü..
Zihin doluyken taşıyamıyormuş meğer ayaklar insanı.

Nasıl yazılıyor bu şarkılar derdim hep..Meğer ne kolaymış bir ruh halini dökmek satırlara.. Sana anlatamadığım herşey hep bu satırlarda.

Kimmiş, neymiş beni böylesine üzen, yıpratan, kuru yapraklar gibi...Ama tam aksine her gün güzelleştiren... Neymiş bu zihnin derdi? Neymişki bu kalbimi hakimiyeti altına alan? Yanlışmış birşeyler...Hep birbirimizin aynısıymışız gibi tanımak insanları, ne büyük bir yanlışmış...Her yaraya her tuz basımında anladım bir kez daha.

Her inanıp, güvendiğimde, tutunduğumda bir dala, işte huzur, işte aşk diyerek bir çocuğun oyuncağını sevmesi gibi açtığımda kollarımı, o kollarımın yine bir tek kendimi sardığını fark ettiğimde başladı hayata yenilgilerim...


~